Gönül Yolu Özel Eğitim

Adres Akşemsettin Mh. Papatya Sk.
No:26 Sincan / ANKARA

Bedensel Engelli Bireyler

 

Bedensel Yetersizlik Nedir?

Doğum öncesi, doğum anı ya da doğum sonrası bir nedene bağlı olarak oluşan iskelet (kemik), kas ve sinir sisteminde meydana gelen bozukluklardan dolayı, eğitim performansında ve sosyal uyumunda problemler yaşayan bireyler, bedensel eğitim desteğine ihtiyaç duyarlar. Bu kapsamda uygulanan eğitim "fizyoterapi" olarak adlandılmaktadır.

Sık Karşılaşılan Bedensel Yetersizlik Grupları

  • Serebral Palsi (SP):

Gebeliğin başlangıcı ile ikinci yaşın sonuna kadar olan sürede;  yani  doğum öncesi, sırası ve sonrasında beynin hasar görmesi sonucunda, vücut  kaslarının işleyişi ve eşgüdümünde yetersizliklerin, duyusal problemlerin, kas zayıflığının ve diğer hareket bozukluklarının görüldüğü bir durumdur.

Beynin hasar gördüğü bölgenin yerine ve büyüklüğüne göre her bireyde oluşan etkilenim derecesi farklılık göstermektedir.

En sık karşılaşılan etkilenim türü kaslarda oluşan spastisite yani kastaki istem dışı kasılmadır.

Unutulmamalıdır ki SP bir hastalık değildir

Bulaşıcı özelliği yoktur

Beyindeki hasar ilerleyici değildir

  • Down Sendromu:

Bir diğer adıyla Mongolizm; genetik düzensizlik sonucu fazladan bir 21. kromozomun bulunması durumu ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan tabloya verilen isimdir. 
Down sendromu vücutta yapısal ve işlevsel değişiklikler ile tanımlanır.

Gebelik sırasında ya da doğumda tanımlanabilen bir hastalıktır.

Down sendromlu çocuklar fiziksel açıdan normal motor gelişimin desteklenmesi gereken çocuklardır.

Oldukça esnek kas yapıları vardır, birçok down sendromlu çocukta kas güçsüzlüğü de görülmektedir.

Vestibuler ve duyusal eğitim Down sendromunda önemli yer tutmaktadır

  • Mental Motor Gerilik (Mental Motor Retardasyon):

Zeka, algı ve bedensel yeterlilikteki geriliğin bir arada görüldüğü durumdur.

  • Doğuştan Kol Felci (Brakial Pleksus Yaralanması):

Doğum anında kola giden sinirlerin zarar görmesi sonucu ortaya çıkan felç durumudur. Etkilenen kolda tamamen bir felç görülebileceği gibi elde ya da omuzdaki kasların zayıflığı şeklinde de görülebilir.

  • Omurilik Kapanma Defektleri (Spina Bifida - Meningomyelosel):

Omurilik ve omurilik sıvısının dışarıya doğru fıtıklaştığı, tek bacak veya iki bacakta çeşitli derecelerde görülebilen felçlere neden olan bir hastalıktır.

  • Kas Hastalıkları:

Kas dokusunun birimleri olan kas hücrelerinin yapısını veya işleyişini bozan, iskelet kaslarının hasarı ile karakterize, kaslarda güçsüzlük ve atrofiye sebep olan, genetik yönü de bulunan bir rahatsızlıktır.

Yoğun egzersiz ve uzun süreli hareketsizlik  hastalık için olumsuz etki oluşturmaktadır.

Bu yüzden bu ikisi arasındaki dengeyi sağlayabilmek ve kas gücünü optimal seviyede tutmak için uygun egzersiz programını düzenli uygulamak gerekmektedir.

 

  • Travmatik Nedenli Merkezi Sinir Sistemi Yaralanmaları:

Trafik kazası veya düşme gibi travmatik nedenlerle oluşabilen, sinir sistemindeki kalıcı ya da geçici engele neden olan durumlardır.

  • Süregelen Hastalıklardan Kaynaklanan Motor Gelişim Gerilikleri:

Yaşam boyu devam eden ve bireyin ince ve kaba motor becerilerinde geriliğe yol açabilen durumlardır. Epilepsi, süregen hastalıklara örnek verilebilecek en yaygın görülen hastalıktır.

  • Kalça Çıkıklığı:

Uyluk kemiğinin kalça ekleminden uzaklaşması sonucu oluşan yürüyüşte bir takım bozukluklara ve denge sorunlarına yol açabilen bir durumdur.

Erken tanılandığında,özellikle bebekliğin ilk altı ayında düzeltilmesi kolay olmaktadır. Daha sonraki dönemlerde tanılandığında, fizyoterapiyle birlikte cerrahi müdahale gerekmektedir.

Fizyoterapi Uygulamaları ve Aile Desteğinin Önemi

Bedensel yetersizliği olan bireylerde fizyoterapide çoğunlukla Bobath terapisi uygulanmaktadır.

Bobath terapisi çocuğun ihtiyaçlarına göre belirlenen ve her çocuğun özel problemlerine yönelik bir tedavi yaklaşımıdır.

Çocuğun normal motor gelişimine uygun adımlarla tedavide ilerleme sağlanır.

Çevresel düzenlemeler, yardımcı cihaz kullanımı ve fonksiyonel egzersizlerle çocuğun günlük yaşamda aktif hale gelmesi amaçlanır.

Terapatik tutuş tekniği ile motor gelişimin temelini oluşturan normal duyusal ve motor deneyimler elde edilmeye çalışılır.

Amaç çocuğa normal hareketi öğretmek değil, normal hareket hissini öğretmeye çalışmaktır.

Rehabilitasyon programında önemli olan, tedavi yöntemlerinin evde de günlük yaşama aktarılarak uygulanmasıdır

Özellikle 3 yaşından küçük çocuklarda tedaviye aile desteği ve katılımının sağlanması, tedavi ilerleyişinde olumlu etkiler ortaya koymaktadır.

Unutulmamalıdır ki tedavi bir ekip işidir ve aile bu ekibin en önemli parçasıdır.

Erken Rehabilitasyonun Önemi

Erken fizyoterapinin en önemli yararı gelişimsel problemlerin fark edilerek, aileye ne gibi problemlerle karşılaşacağının önceden söylenmesi ve bu sorunlarla nasıl başa çıkabileceklerinin anlatılması olanağını sağlamaktadır.

Yapılan çalışmalar, 2 yaş altında fizyoterapiye başlayan çocuklarda daha olumlu sonuçlar elde edildiğini göstermektedir.

Erken dönemde fizyoterapiye başlanan çocukta yanlış ve eksik hareket paternleri oluşmadan doğru duyusal deneyimle ilerlemeyi sağladığından tedavinin ilerleyişini olumlu yönde etkilemektedir.

PELVİK TABAN REHABİLİTASYONU:

Günümüzde özel gereksinimli bireylerde multidisipliner yaklaşım, farklı disiplinler arası bilgi alışverişini sağlayarak hastaların karşılaştığı problemlere çözümler üretilmesini sağlamaktadır.

Özel gereksinimli çocuklarda mesane ve bağırsak problemleri geniş bir alanı kaplar. Yapılan çalışmalarda sık karşılaşılan sorunların başında; kabızlık, fekal inkontinans (kaka kaçırma), idrar kaçırma(üriner inkontinans) ,idrar yolu enfeksiyonları, idrarın boşaltılmasında gecikme ve mesanenin tam boşaltılamaması şikayetleri oldukça sık görülmektedir. Hastalığın şiddeti ve çocuğun tedaviye katılımı göz önünde bulundurularak birinci basamak  tedavide davranış değişikliği, pelvik taban rehabilitasyonu ve ilaç tedavisi yer almaktadır.

Mesane-bağırsak problemlerinin kökeninde çoğunlukla işleyişi bozulmuş pelvik taban kasları yer almaktadır. Bu kaslar bazen gereğinden fazla kasılı kalmış olabilirken bazense gereğinden fazla gevşek ve zayıf olarak kaka ve çiş problemlerine neden olabilmektedir. Bu kasların tekrar fonksiyonlarını sağlıklı bir şekilde yerine getirilmesini sağlamak için eğitilmesi gerekmektedir. Rehabilite edilen kasların fonksiyonlarına tekrar kavuşmaları ile mesane ve bağırsak problemleri kökten itibaren çözümlenmiş olur.

Pelvik taban fizyoterapisi alanında uzman fizyoterapistler çocuğa ve ailesine mesane ve bağırsak eğitimi verir. Bu eğitimde çocuğa kaslarını eğitebilecek spesifik egzersiz programı uygulanır. Ailenin de bu sürece eşlik edip çocuklarının yanında olması tedavinin en önemli kısımlarındandır.

Rehabilitasyon sürecinde öncelikle çocuklara detaylı bir fizik muayene yapılmalıdır ve çocuğun pelvik taban rehabilitasyonuna uygun olmadığı değerlendirilmelidir. Hastalığın şiddetine göre bazı yaşam şekli değişiklikleri ve pelvik taban rehabilitasyonu seansları, mesane- bağırsak fonksiyonlarının sağlıklı bir şekilde görevlerini yerine getirmesine destek olacaktır. Çocukların ve bakımını üstlenen bireylere mesane- bağırsak eğitiminin verilmesi gereklidir. Bakımda yapılacak bazı değişiklikler, çocukların ileride böbrek yetmezliği gibi yaşamlarını daha ciddi boyutta etkileyebilecek sorunların önüne geçilmesinde önemli rol alır.

Bu eğitimin amacı çocuğun ihtiyaçları merkeze alınmakla birlikte çocuğun sağlıklı işeme – dışkılama alışkanlığının kazanmasına yardımcı olmak ve daha ciddi problemlerin önüne geçilebilmesidir.

Örneğin; Serebral Palsi’li  çocukların çoğunda işeme ve dışkılamadan sorumlu olan pelvik taban kasları aşırı aktif durumdadır. Bu durumda işeme ve dışkılama esnasında bu kasların gevşeyebilmesi ve fonksiyonunu yerine getirmesi zor olur. Bu kasların rehabilite edilmesi oldukça önemlidir.

Pelvik taban kasları gövde kontrolünün de bir elemanıdır. Dolayısıyla bu çocuklarda gövde kaslarının kontrolü ile ilgili problemler doğrudan görev alan pelvik taban kaslarını da etkilemektedir. Seansların içerisinde ilgili tüm kasların rehabilitasyonuna odaklanılacak bütüncül yaklaşımların olması tedavideki başarıyı artırır. Çocuğun bilişsel kapasitesi, fiziksel kapasitesi  ve tedaviye katılımı göz önünde bulundurularak seanslara diyafram egzersizleri ve torakolomber (sırt-bel)  egzersizler eklenerek kasların fonksiyonel kullanılmasına zemin hazırlanmalıdır.

Her rehabilitasyonda olduğu gibi pelvik taban rehabilitasyon seansları da çocuğun ihtiyaçlarına göre programlanarak, işeme ve dışkılama becerilerinin fonksiyonel hale getirilmesi hedeflenmektedir.

 



 

Akgün Grup Granit Mermer

Akşemsettin Mh. Papatya Sk.
No:26 Sincan / ANKARA

0312 271 73 83
0549 271 73 83
0553 327 73 72

info@gonulyoluozelegitim.com

WhatsApp chat